Yurtiçi TURLAR Geleneksel Karadeniz Turu
Yurtiçi TURLAR Kapadokya Turu (Günübirlik)
Yurtiçi TURLAR Karadeniz Yaylalari Turu (3 Gece - 4 Gündüz
Yurtiçi TURLAR Güneydogu Anadolu Turu (3 Gün - 2 Gece)
Yurtiçi TURLAR EYLÜL 2024 KAMPANYALI ÇANAKKALE-BURSA
Yurtdışı TURLAR Avrupa Fransa Turu
Yurtdışı TURLAR Hollanda Turu
Yurtdışı TURLAR BALKAN TURU
Yurtdışı TURLAR FAS TURU
Yurtdışı TURLAR MISIR TURU
Yurtdışı TURLAR ÖZBEKISTAN TURU
İslam'ın beş şartından biri olan Hac, Dünya'da ki milyonlarca Müslüman'ın en büyük arzularından bir tanesidir.
Belirli şartları taşıyan Müslümanlar'ın ömründe bir defa hacca gitmesi farzdır. Allah'ın her emrinde olduğu gibi haccın farz kılınmasında da birçok hikmetler ve faydalar vardır.
Çeşitli ülkelerden hacı olmak için kutsal topraklara gelen, dilleri ve renkleri ayrı olan Müslümanlar'ın tek gaye etrafında bir araya gelmesi ve hep birlikte Allah'a yönelmesi İslam kardeşliğini güçlendirir. Müslümanlar'ın birbiri ile tanışmalarını birbirlerinin dert ve sıkıntılarına çare bulmalarını sağlar.
Tüm Müslümanlar'ın ihrama girerek aynı kıyafet içinde bulunması insanlara eşitlik fikrini aşılar ve mahşer gününü hatırlatır. Hac yolculuğu, insanın bilgi ve görgüsünü artırır, zorluklara karşı dayanma alışkanlığı kazandırır. Mala bağımlılığı azaltarak, fakirlere, yoksullara karşı merhamet ve yardım duygularını geliştirir.
Sevgili peygamberimizin doğup büyüdüğü, İslâm dininin cihana yayılmaya başladığı kutsal topraklarda olmak ruhlara manevi bir heyecan verir ve dini duyguları kuvvetlendirir. Kutsal yerlerde insan kendisini Allah'a daha yakın hisseder, yaptığı ibadetlere kat kat fazla sevap verilir. Allah rızası için hac vazifesini yapan ve insanlara kötülük etmekten sakınanların birçok günahı bağışlanır. Bu konuda peygamber Efendimiz (sav) söyle buyurmuştur;
"Kim Allah için hacceder de kötü söz ve davranışlardan sakınırsa, annesinin onu doğurdugu günkü gibi günahlarından arınmış olarak döner."
Hac, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v): “Allah’ım onu bana kolaylaştır” dediği tek ibadettir. Dua niteliğindeki bu Hadis-i Şerif’te hac ibadetinin muhtemel zorluklarına işaret edilmiştir. Bu nedenle hac yolculuğuna çıkan kişi ne kadar bilgi sahibi olur ise ibadetlerini ona göre huzurlu bir şekilde yerine getirir.
Bu bağlamda Hac görevini yerine getirecek yolculara açıklayıcı ve öz bir şekilde Hac nasıl yapılır? sorusuna çeşitli kaynakları kullanarak detaylı bir şekilde açıklamaya çalıştık.
hac-nedir
HAC 3 ÇEŞİTTİR İfrad Haccı: Umresiz yapılan hac demektir. Hacı adayı ihrama girerken sadece hacca niyet eder ve hac vazifelerini yerine getirir. İfrad haccı yapanlara kurban kesmek vacib değildir.
Kıran Haccı: Umre ve haccı bir ihramda yapmaktır. Hacı adayı ihrama girerken hem umre, hem de hacca niyet eder. Önce umreyi yapar fakat ihramdan çıkmaz, sonra da haccı yapar. Kiran haccında da kurban kesmek vaciptir.
Temettu Haccı: Umre ve haccı ayrı ayrı ihrama girerek yapmaktır. Hacı adayı önce umre için ihrama girip umre vazifelerini yapar ve ihramdan çıkar. Günü gelince yeniden ihrama girerek hac vazifelerini yerine getirir. Temettu haccında kurban kesmek vaciptir.
hac-cesitleri
Avrupa ve Türkiye‘den giden hacılar, değişik iklim şartlarında uzun süre ihramda kalmanın doğurduğu zorlukları dikkate alarak büyük çoğunlukla “Temettu Haccı” yapmayı tercih ederler. Bizlerde aynı şekilde haccın yapılışını anlatırken, Temettu Haccı’nı esas alacağız.
Şimdi Temettu Haccı’ nın nasıl yapılacağını anlatalım:
HAC NASIL YAPILIR?
İHRAMA GİRİLİR: Hac yapacak olan kişilerin ilk işleri ihrama girmektir. İhrama girmeden önce detaylı bir vücut temizliği yapılır. Daha sonra mümkünse boy abdesti alınarak ihrama hazırlanılır. Beden temizliğinden sonra erkekler iki parça alt ve üstten oluşan ihram kıyafetini giyerler. Başlar açık ve ayaklar çıplaktır. Ayaklarına, topukları ve üstü açık olacak şekilde terlik giyebilirler.
Bayanlar normal ve sade elbiseleri ile ihramlı sayılırlar. Erkekler gibi dinen giyilmesi gereken bir zorunluluk yoktur. Sadece yüzlerini örtmezler.
İhramları giydikten sonra araçlarla mikat mahaline gidilir. Erkek ve kadınlar kerahat vakti dışında 2 rekat ihram namazı kılar ve hac niyetlerini yaparlar.
“Allahümme inni üridül hacce feyessirha vetegabbelha mini.” “Allahım senin rızan için haccımı yapmak istiyorum. Haccımı bana kolaylaştır ve benden kabul buyur. ”
Arkasından telbiye getirirler. Bundan sonra ihram yasakları başlamıştır. Hanefilere göre telbiye, ihrama girmenin şartlarındandır. Telbiyesiz ihram sahih olamaz. Bu yüzden mutlaka telbiye getirilmelidir.
Telbiye:
Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk, innelhamde ve’n-ni’mete leke ve’l mülk lâ şerike lek
“Allah’ım! Davetine icabet ediyorum. Emrine boyun eğiyorum. Bütün varlığımla sana teslim oldum. Senin hiçbir ortağın yoktur. Tekrar tekrar davetine icabet ediyorum. Şüphesiz hamd sana mahsustur. Nimet senindir mülk de senin… Senin hiçbir ortağın yoktur.”
İhram’a nasıl girilir, İhram yasakları nelerdir?
TAVAF YAPILIR: Hacı adayları ihrama girdikten sonra, telbiye ve tekbirler getirerek Harem-i Şerif’e giderler. Kabe’yi görünce telbiyeyi kesip, tehlil ve tekbirlerle dua ederler.
Tavaf, bir şeyin etrafında dönmek anlamında olup, Hacer-i Esved’in hizasından başlayarak Kabe’nin etrafında yedi defa dönmektir. Bu dönüşlerin her birine “şavt” denir. Tavafın Kabe etrafında yapılacağını “… ve Beyt-i Atik-i (Kabe’yi) tavaf etsinler.“ ifadelerini içeren ayetten anlamaktayız.
Tavaf’a başlamadan, "Allah'ım! Beyt-i Haram'ını tavaf etmek istiyorum. Onu bana kolay kıl ve onu benden kabul buyur." diye niyet edilir.
Kabe’yi sol tarafımıza alarak tavafın şavtlarına başlarız. Her şavta okunması gereken dualar vardır. Elimizde bir kitapçık yardımıyla bu duaları bakarak okuyabiliriz. Bunun yerine zikir, salavat, Rabbena dualarını da okuyabiliriz.
Kabe etrafında 7 kere dönüp tüm şavtlarımızı tamamladığımızda tavaf namazı kılmamız gerekmektedir. Tavaf namazını Makam-ı İbrahim’in arkasında kılmak müstehaptır. Orada yer olmadığı takdirde herhangi uygun bir yerde kılmakta caizdir. Niyet ettim Allah rızası için tavaf namazını kılmaya diye niyet edip namazımıza başlarız. Sünnet olan aynı ihram namazında olduğu gibi namazımızın ilk rekatında Fatiha’dan sonra Kafirun suresi, ikinci rekatında Fatiha’dan sonra İhlas suresini okumak sünnettir. Namazımızı da kıldıktan sonra tavafımız bitmiş olur.
Namazdan sonra kana kana zemzem içmek sünnettir. Etrafta bulunan sebillerden zemzem içilebilir.
Ayrıca tavafın kesintisiz olarak yapılması da sünnettir. Bu sebeple tavaf sırasında farz namaz için kamet getirilmesi, abdestin bozulması, ya da tavafı kesmeyi gerektiren başka bir mazeretin ortaya çıkması gibi durumların dışında tavafa ara verilmemelidir.
SAY YAPILIR: Sa’y kelimesi; koşmak, hızlı yürümek anlamına gelmektedir. Hac ve umrede Kâbe’nin doğu tarafındaki “Safa” tepesinden başlayarak “Merve” ye dört gidiş, Merve’den Safa’ya üç dönüş olmak üzere bu iki tepe arasındaki gidiş-gelişe denir. Safa’dan Merve’ye her bir gidişe ve Merve’den Safa’ya her bir dönüşe “şavt” denir. Safa ile Merve arasındaki yaklaşık 400 metre uzunluğundaki yürüme alanına “Mes’a” denir. Sa’y yapmak vaciptir.
Safa tepesine çıkılır. Kabe’de ki Hacer-i Esved tarafına dönülerek, tavafın başlangıcında olduğu gibi, Kabe’ye doğru eller yukarıya kaldırılıp, ‘’Bismillah-i Allah’u Ekber’’ denilerek Kabe’ istilam edilir. Yani selamlanır.
‘’Allah’ım! Senin rızan için Umre Sa’y ini yapmak istiyorum. Bunu bana kolaylaştır ve onu kabul eyle’’ diye niyet edilir. Daha sonra Merve tepesine doğru yürünür. Bu andan itibaren isteyenler dua kitaplarındaki Sa’yın her şavtında okunacak duaları okur. İsteyen de içinden geldiği gibi dua veya zikir çeker.
Yeşil ışıklı lamba ve direklerin oraya gelindiğinde, erkekler koşar adımlarla yürürler. Buna ‘’Hervele’’ denir. Kadınlar ise normal yürüyüşlerine devam ederler. Merve’ye varıldığı zaman bir şavt tamamlanmış olur. Burada yine Kabe’ye dönülerek İstilam (selamlama) yapılır. Daha sonra Safa’ya doğru gidilir. Safa’ya varınca ikinci şavt tamamlanmış olur. Diğer şavtlar da aynen bu şekilde yapılır.
Yedinci şavt tamamlandıktan sonra Merve’de Kabe’ye karşı dönülerek dua edilir. İsteyen dua kitabında ki Sa’y bittikten snra okunacak duayı okur. İsteyen de kendi içinden geldiği gibi dua eder. Böylelikle Say’ı da bitirmiş oluruz.
TIRAŞ OLUP İHRAMDAN ÇIKMAK İhramdan ancak saçlar tıraş edilmek suretiyle çıkılır. Erkekler saçlarını dipten tıraş eder veya kısaltırlar. Kadınlar ise saçlarının ucundan bir miktar keserler. Kısaltmada saçların uçlarından alınacak miktar, parmak ucu uzunluğundan daha az olmaz.
Erkeklerin saçlarını dipten tıraş etmeleri, kısaltmalarından daha evladır. Kadınlar ise saçlarının uçlarından, parmak ucu boğumu (bir buçuk santim) uzunluğunda keserler. Başında saç olmayan erkeklerin, bıçağı veya saç makinesini başlarının üzerinde dolaştırmaları kesme yerine geçer. Bunun mutlaka yapılması gerekir. Saçı olmayan kadınların da makası başının üzerinde dolaştırması yeterlidir.
Tıraş olduktan sonra umre ihramından çıkılmış olur. Hac için tekrar ihrama girinceye kadar eşiyle cinsel ilişki dahil, bütün ihram yasakları kalkar. İhramdan çıkma aşamasına gelmiş ihramlı kimseler, birbirlerini tıraş edebilirler. Bu aşamaya gelmedikçe ihramlılar bir başkasını tıraş edemezler. Kıran ve ifrad haccına niyet edenler ihramlı kalmaya devam ederler. Bu aşamada kesinlikle ihramdan çıkamazlar.
Temettu haccına niyet etmiş olanlar böylece umrelerini bitirip ihramdan çıktıktan sonra, hac için ihrama girinceye kadar Mekke’de ihramsız olarak kalırlar.
ARAFAT: Arafat Mekke’nin 21 km. doğusunda, Taif dağ yolu üzerinde ova görünüşünde düz bir alandır. Doğu, kuzey ve güneyindeki dağlar bu ovayı bir yay gibi kuşatmış, bunlardan Arafat’a bitişik olanlar Arafat’tan sayılmıştır.
Zilhicce’nin sekizinci gününe gelindiğinde Mekke’de ki otellerimizde, tekrardan ihrama girmek için hazırlıklar yapılır. Kerahat vakti değilse, iki rekat ihram namazı kılınır. Sonra: “Allah’ım! Senin rızan için hac yapmak istiyorum. Bunu kolaylaştır ve kabul eyle.” diyerek niyet edilir. Arkasından telbiye getirilerek hac için ihrama girilir. Böylece tekrar ihram yasakları başlamış olur.
Hac için ihrama girildikten sonra, Arafat’a çıkmadan önce nafile bir tavafın ardından haccın sa’yi yapılabilir. Haccın sa’yini bu şekilde önceden yapanlar artık “Ziyaret tavafı”ndan sonra sa’y yapmazlar. Fakat sünnete uygun olan, haccın sa’yinin Ziyaret tavafından sonra ve ihramsız olarak yapılmasıdır.
Bu şekilde ihrama girildikten ve arzu edildiği takdirde haccın sa’yi yapıldıktan sonra kafile ile birlikte Arafat’a hareket edilir. İntikal esnasında telbiye, tekbir, tehlil, salavat getirilir ve bol bol dua edilir. Bu mübarek günlerin bereketinden olabildiğince yararlanılmaya çalışılır. Arafat’a varıp çadırlara yerleşilir. Hacı adayı bir süre istirahat ettikten sonra bütün varlığı ile Allah’a yönelip dua eder, telbiye, tekbir ve tehlil getirir, Kur’an okur, namaz kılar, günahlarına tevbe ederek göz yaşı döker, zikir ve tesbihle meşgul olur. Zeval, yani öğle vaktine kadar böylece ibadet etmeye devam ederler.
Arafat’ta Öğle ve İkindi Namazlarının Birleştirilerek Kılınması:
Arefe günü Arafat'ta öğle ezanı okunduğunda öğlenin farzından sonra ikindi namazı kılınır. Büyük bir cemaatle imamın arkasında kılınan bu namaz için, tek ezan ve biri öğle, diğeri ikindi için olmak üzere iki kamet okunur. Buna “Cem-i takdim” denir. İki namaz arası böyle ayrılmış olur. Arada nafile ve sünnet namazları da kılınmaz. Namazdan sonra ise vakfe yapılır.
Arafat Vakfesi:
Vakfe, Hac sırasında Arafat ve Müzdelife’de belirli bir süre bekleme anlamında terimdir.
Sözlükte ise “durmak, ayakta durmak, bir yerde beklemek” anlamındaki vakfe (vukūf) terim olarak hac ibadetini yerine getiren kişinin belirli bir zaman diliminde belirli yerlerde bir süre durmasını ifade eder.
Arafat vakfesinin sahih olabilmesi için hac ihramına girmiş olmak ve belirlenen süre içinde Arafat’ta bulunmak gerekmektedir.
Arafat vakfesinin zamanı, Zilhiccenin 9. günü, yani Arefe günü öğleyin Güneş’in tepe noktasına gelip Batı’ya meyletmeye başladığı andan (Zeval vaktinden) bayramın birinci günü fecr-i sadık dediğimiz tan yerinin ağarmaya başladığı ana kadarki süredir.
Bu süre içinde her ne halde olursa olsun (uykuda, baygın, vakfenin farkında olsun, ya da olmasın) bir an orada bulunan kimse vakfe farzını yerine getirmiş olur.
Arafat vakfesinin yapılışı ise, Arafe günü Arafat’ta öğle ve ikindi namazları birleştirilerek kılındıktan sonra ayağa kalkılarak kıbleye karşı dönülür. Arafat duasının ayakta yapılması müstehaptır. Telbiye, tekbir, tehlil ve salavat getirilir. Tevbe, istiğfar ve dua edilir. Esas olan herkesin içinden geldiği gibi dua etmesidir. Ancak isteyenler Dua kitabındaki Arafat Vakfesi duasını okuyabilirler. Bir süre bu şekilde vakfe yapılıp bol bol dua edildikten sonra hacılar Arafat’tan ininceye kadar kalan süreyi yine ibadet, dua ve zikirle değerlendirmeye çalışırlar.
Güneş battıktan sonra Arafat’tan Müzdelife’ye intikal başlayacağından, akşama yakın gerekli şahsi hazırlıklar yapılır. Güneşin batmasıyla birlikte Arafat’tan Müzdelife’ye doğru hareket başlar. Kafileler belli bir plan dahilinde yola çıkarlar. Akşam namazı, Müzdelife’de yatsı vaktinde, yatsı namazıyla birleştirilerek (cem-i tehirle) kılınacağı için, kendi vaktinde kılınmaz. Yolda yine telbiye, tekbir, tehlil, salavat ve duaya devam edilir.
MÜZDELİFE: Yatsı vakti girip ezan okunduktan sonra kamet getirilerek ilk önce akşam namazı kılınır. Selam verdikten sonra teşrik tekbiri getirilir. Sonra ezan okunmadan ve kamet getirilmeden yatsının farzı kılınır. Selamdan sonra yine teşrik tekbiri getirilir. Böylece iki vaktin farzı bir ezan ve bir kametle eda edilmiş olur. Buna “Cem-i tehir” denir. Bundan sonra yatsının son sünneti kılınabilir. Daha sonra vitir namazı kılınır.
Akşam ve yatsı namazları bu şekilde birleştirilerek kılındıktan sonra “vakfe” yapılacak zamana kadar ibadetle meşgul olunur. İhtiyaç varsa istirahat edilir. Şeytan taşlamada (cemaratta) atılacak taşlar toplanır. Bu taşların Müzdelife’den toplanması zorunlu değildir. Başka yerden de toplanabilir. Taşlar nohuttan büyük, fındıktan küçük olmalıdır. Taşların temiz olmama ihtimali varsa yıkanır.
Müzdelife Vakfesi:
Müzdelife, Arafat ile Mina arasında ve Harem sınırları içinde kalan bir bölgenin adıdır. Müzdelife’nin sınırları levhalarla belirtilmiştir. Müzdelife’de vakfe yapmak haccın vaciplerindendir.
Müzdelife vakfesi, bayram gecesi, gece yarısından itibaren güneşin doğuşuna kadarki süre içerisinde yapılır. Bu süre içinde her ne halde olursa olsun kısa bir an burada bulunan kimse vakfe görevini yerine getirmiş sayılır. Ancak sünnete uygun olan, Müzdelife vakfesinin sabah namazından sonra yapılmasıdır. Şu kadar var ki, izdiham sebebiyle belirtildiği gibi gece yarısından sonra vakfe yapıp ayrılmakta bir sakınca yoktur.
belirtilen süre içerisinde, Arafat vakfesinde olduğu gibi, telbiye, tekbir, tehlil, salavat getirilir ve dua edilir. Asıl olan herkesin içinden geldiği gibi dua etmesidir. Ancak isteyenler Dua kitabındaki “Müzdelife Vakfesi Duası”nı okuyabilirler. Müzdelife vakfesinden sonra Mina’ya hareket edilir.
Öncelikle Mina’da kalınacak çadırlara gelinir. İsteyenler burada bir müddet istirahat edip ihtiyaç giderirler. Daha sonra izdihamın olmadığı uygun bir zamanda büyük şeytanı (Akabe Cemresini) taşlamak üzere şeytan taşlama (cemarat) mahalline gidilir. Uygulamada Türk hacıları genellikle akşam namazından sonra taşlamaya götürülmektedir.
MİNA VE ŞEYTAN TAŞLAMA Mekke ile Müzdelife arasında Mescid-i Harâm’ın yaklaşık 7 km. kuzeydoğusunda ve Harem sınırları içinde bulunan Mina şeytan taşlama, kurban kesme, bayram günlerinde konaklama gibi hac ibadetlerinin (menâsik) yapıldığı yerdir. Gerek bu bakımdan gerekse Müzdelife vakfesi sırasında Mina topraklarına geçmemek için buranın sınırlarının kesin şekilde belirlenmesi önem taşır.
Bayramın 1,2,3 ve 4 üncü günlerinde Mina’da bulunan ve “büyük şeytan-akabe cemresi”, “orta şeytan-orta cemre” ve “küçük şeytan-küçük cemre” diye adlandırılan üç taş kümesine usûlüne uygun olarak taş atmak haccın vaciplerindendir. Bayramın birinci günü büyük şeytana 7, ikinci, üçüncü ve dördüncü günlerinde ise her üç şeytana yedişerden 21’ er taş atılır. Taşlama küçükten büyüğe doğru yapılır. Ancak, Mina’da kalınmadığı takdirde dördüncü günü taş atılması gerekmez. Uygulamada bayramın dördüncü günü Mina’da kalınmadığı için bu gün taş atılmamaktadır.
Şeytan taşlama; kötülükleri, haksızlıkları, zulmü ve zorbalığı bir protesto anlamı taşır. Şeytan taşlayan hacı, bu hareketiyle şeytana, şeytanın yoluna uyanlara ve bütün kötülüklere karşı çıkışını sergilemiş ve kendisinin de bundan böyle asla şeytana uymayacağını ortaya koymuş olmaktadır.
Şeytan Nasıl Taşlanır ve Şeytan Taşlama Zamanları Nelerdir?
Taşların atıldığı kümeye yaklaşarak, atılacak taş, sağ elin baş ve şehadet parmaklarının uçlarıyla tutulur. “Bismillah, Allahu ekber rağmen li’ş-şeytani ve hizbih” diyerek atılır. Taşların her biri ayrı ayrı atılmalıdır. Hepsi birden atılırsa tek taş atılmış sayılır. Taşlar, kümelerin üzerine veya kümeleri kuşatan havuzlara düşecek şekilde atılmalıdır.
Bayramın Birinci Günü, büyük şeytana tarif edildiği şekilde “7” taş atılır. Atılan ilk taşla birlikte telbiyeye son verilir. Birinci günkü taşlamanın zamanı gece yarısından itibaren başlar, bayramın ikinci günü tan yeri ağarıncaya kadar devam eder.
Bayramın İkinci Günü, küçüğünden başlanarak her üç şeytana 7’şerden toplam 21 taş atılır. İkinci günkü taşlama zeval vaktinde yani öğleyin güneşin tepe noktasına gelip batıya yönelmesiyle birlikte başlar, gece tan yeri ağarıncaya kadar devam eder. Bayramın Üçüncü Günü
Bayramın Üçüncü Günü, de ikinci günde olduğu gibi küçük şeytandan başlamak üzere her üç şeytana 7’şerden toplam 21 taş atılır. Üçüncü günde taşlamanın zamanı zeval vaktinden yani öğleyin güneşin tepe noktasına gelip batıya yönelmesiyle birlikte başlar, gece tan yeri ağarıncaya kadar devam eder.
Bayramın Dördüncü Günü, tan yeri ağarıncaya kadar Mina’dan ayrılmamış olanlar, tan yerinin ağarmasından itibaren güneş batıncaya kadar her üç şeytana “7”şerden toplam 21 taş daha atarlar. Tan yeri ağarmadan Mina’dan ayrılanların bu günün taşlarını atmaları gerekmez. Uygulama da böyledir.
Taşlamalarda, çok kalabalık olan gündüzün izdihamlı saatleri yerine, tenha olan gece saatleri, ya da akşam saatleri tercih edilmelidir. Küçük ve orta şeytanlara taş atıldıktan sonra, mümkünse bir kenara çekilip dua edilir. Büyük şeytana taş atıldıktan sonra beklenmez, orası hemen terk edilir.
Ayrıca, gücü yetenlerin taşları bizzat kendilerinin atmaları gerekir. Vekalet vererek başkasına attıramazlar. Hastalık, yaşlılık ve sakatlık gibi mazeretlerle taşları bizzat kendisi atamayacak durumda olanlar, vekâlet vererek taşları bir başkasına attırırlar. Vaktinde atılamayan taşların, bayramın dördüncü günü güneş batıncaya kadar atılması vaciptir. Atılmadığı takdirde ceza gerekir.
HAC KURBANI: Temettu ve Kıran haccı yapanların, hac kurbanı (şükür hedyi) kesmeleri vaciptir. Her ne kadar sünnete uygun olan, hac kurbanının, büyük şeytana taş attıktan sonra kesilmesi ise de, taş atmadan önce de kesilmesi mümkündür. Hac kurbanı, Harem Bölgesi sınırları içerisinde, bayramın birinci günü tan yerinin ağarmaya başlamasından itibaren kesilir. Hac kurbanının etinden sahibi dahil herkes yiyebilir.
Bugün kurban etleri, kurban organizasyonunu yürüten İslam Kalkınma Bankası tarafından fakir ülkelere ulaştırılarak değerlendirilmektedir.
TIRAŞ OLUP İHRAMDAN ÇIKMAK: Bayramın birinci günü Büyük şeytana taş atılıp kurban kesildikten sonra tıraş olup ihramdan çıkılır. Her ne kadar sünnete uygun olan, önce Büyük Şeytana taş atmak, sonra kurban kesmek, daha sonra da tıraş olup ihramdan çıkmak ise de, taş atmadan, ya da kurban kesmeden önce de tıraş olup ihramdan çıkmak mümkündür.
Umre ihramından çıkış konusunda da anlatıldığı gibi, ihramdan çıkmak için erkekler saçlarını dipten tıraş eder veya kısaltırlar. Kadınlar ise saçlarının ucundan bir miktar keserler. Böylece hac ihramından çıkışın birinci aşaması gerçekleşmiş olur. Buna “ilk tehallül” denir. Bu aşamada eşiyle cinsel ilişki dışında bütün ihram yasakları kalkar. Cinsel ilişki konusundaki yasak ise, ancak Ziyaret tavafından sonra kalkar.
ZİYARET TAVAFI: Ziyaret tavafı, haccın farzlarındandır. Haccın iki rüknünden birisidir. Buna “İfada tavafı” da denir.Ziyaret Tavafının Vakti Ziyaret tavafının vakti, bayramın ilk günü gece yarısından itibaren başlar, ömrün sonuna kadar devam eder. Uygulamada ziyaret tavafı, tıraş olup ihramdan çıktıktan sonra yapılmaktadır.
Ziyaret Tavafının Yapılışı Önce, “Allah’ım! Senin rızan için ziyaret tavafı yapmak istiyorum. Bunu kolaylaştır ve kabul eyle” diyerek niyet edilir. Daha sonra Hacer-i Esved hizasına gelerek “Tavafın Yapılışı” konusunda anlatıldığı gibi tavafa başlanır ve yedi şavtla tavaf tamamlanır. Tavaf tamamlandıktan sonra belirtildiği şekilde tavaf namazı kılınır.
Böylece haccın ikinci rüknü de tamamlanmış olur. Ziyaret tavafının tamamlanmasıyla hac ihramından çıkışın ikinci aşaması da gerçekleşmiş olur. Buna “ikinci tehallül” denir. Böylece eşiyle cinsel ilişki yasağı da ortadan kalkmış olur. Ziyaret tavafının, tıraş olup ihramdan çıktıktan sonra yapılması sünnete daha uygundur. Özel hallerinde bulunan kadınlar, ziyaret tavafını bu halleri sona erinceye kadar ertelerler.
HACCIN SAY’I: Sa’y yapmak, haccın vaciplerindendir. Arafat’a çıkmadan önce haccın sa’yini yapmamış olanlar ziyaret tavafının ardından, “Allah’ım, Senin rızan için hac sa’yini yapmak istiyorum, bunu kolaylaştır ve kabul eyle” diye niyet ederek daha önce “Sa’y” konusunda belirtildiği şekilde hac sa’yini yaparlar.
Hac sa’yinin, tıraş olup ihramdan çıktıktan sonra yapılması sünnete daha uygundur. Bundan sonra hacı, Mekke’de kaldığı süre içinde beş vakit namazı Harem-i Şerif’te kılmaya özen gösterir. Bol bol nafile tavaf yapar. Mekke’den ayrılacağı sırada da “Veda Tavafı” yapar.
VEDA TAVAF’I: Hacca uzaklardan yani Mikat sınırları dışından gelmiş olanların (Afakilerin) Mekke’den ayrılmadan “Veda Tavafı” yapmaları vaciptir. Bu, hacıların hacla ilgili olarak yapacakları son görevdir (nüsüktür). Buna “Sader Tavafı” da denir. Veda Tavafı, “Allah’ım! Senin rızan için Veda tavafı yapmak istiyorum. Bunu kolaylaştır ve kabul eyle” diye niyet edilerek tıpkı diğer tavaflar gibi yapılır.
Tavafın arkasından, tavaf namazı da kılındıktan sonra çokça dua edilir, af ve mağfiret dilenir. Göz yaşı dökülür. İsteyen Dua kitabındaki veda tavafından sonra okunacak duayı okuyabilir.
Nihayet ayrılığın üzüntüsü içinde göz yaşlarıyla Kâbe’ye ve Mescid-i Harama veda edilir. Ziyaret tavafından sonra herhangi bir nafile tavaf yapılıp veda tavafı yapılmadan Mekke’den ayrılma durumunda kalınmışsa, yapılan bu nafile tavaf, veda tavafı sayılır.
Özel hallerinde bulunan kadınlar, bu durumları sona ermeden Mekke’den ayrılmak zorunda kalırlarsa, veda tavafı yapmazlar, bundan dolayı bir ceza da gerekmez.
SONUÇ:
Nasıl ki; “Ana-babanın evladı üzerinde hakkı vardır” cümlesinden terk edilmez ve yerine getirilmesi gereken bir hak anlaşılır. Hac ibadetinde de Allah'ın kulları üzerindeki hakkıdır. Bu haktan kaçılamaz, borç hükmündedir.
Ayet-i Kerime’de Cenab-ı Hak (cc) şöyle buyurmuştur:
“Onda apaçık alametler, İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren ise emniyette olur (ona dokunulmaz). Hem ona (oraya girmek için) bir yola gücü yeten kimsenin o evi (Kâbe’yi) hac etmesi, insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır. Kim de inkâr ederse, artık şüphe yok ki Allah, âlemlerden müstağnidir (hiç bir şeye muhtaç değildir.)” (Al-i İmran, 97)
Makalemizde sizlere detaylı bir şekilde “Hac nasıl yapılır?” sorusunu cevaplamaya çalıştık. Umarız ki yardımcı olmuşuzdur. Rabbimiz gidecek olanlara kolaylıklar, yolunu gözleyenlere de en kısa sürede kutsal topraklarla buluşabilmeyi nasip eylesin.
Ve asla unutmayın. Kabul görmüş haccın karşılığı, cennetten başkası değildir.
BİLGİ ALMAK İÇİN BİZE ULAŞIN
1 Yeni Mesajınız Var